Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) hastalığı derialtında iltihaba yol açan en çok kuyruk sokumunda görülen bir hastalıktır. Küçük ama küçümsenmemesi gereken bir sağlık sorunudur.
Kuyruk sokumu yara iyileşmesi açısından pek çok dezavantaja sahiptir. Yürümek, oturmak, tuvalete gitmek gibi vazgeçilmez aktiviteler bu alanı etkiler. Basınç, gerginlik, enfeksiyona yakınlık gibi faktörlerin hepsi biraradadır.
Her açıdan ideal ve sorunsuz -standart- bir tedaviden bahsetmek zordur. Tedavi seçenekleri gerçekten kafa karışıklığı yaratacak derecede çok çeşitlidir. Hastaların özelliklerine ve hastalığın evresine göre bir seçim yapılması gereklidir. Sıklıkla hastalığın olduğundan daha basit algılanması tedavi sonrası nükslere ve sıkıntılı süreçlere yol açar.
Kıl dönmesiyle başvuran hastaların çoğu uzun süredir iltihabi akıntısı olan, ilerlemiş, kronik pilonidal sinüs olgularıdır. Bu tür hastaların tedavisinde, hastalıklı dokunun tamamen çıkartılıp alanın yama kaydırma yöntemiyle onarılması şeklindeki ameliyatı yöntemi uzun yıllardır kendini kanıtlamış en güvenilir ameliyat tipidir.
Yeri, özellikleri ve tekrarlamaya yatkınlığı nedeniyle hastalık küçük gibi görünse de tedavisi yoğun emek, özen ve deneyim gerektirir.
Pilonidal sinüs kuyruk sokumunda, cilt altında yuvalanmış kıl yumaklarının sebep olduğu iltihabi bir hastalıktır. Hastalığın tipleri, klinik görünümleri açısından cerrahi literatürde bir konsensüs yoktur.
Tek geçerli tedavisi ameliyattır. Bazı kaynaklarda ameliyatsız tedavi olarak sözü edilen yöntem; iltihap kanalı ağızlarından kazıma işlemi yapılıp kist içine, kanaldan içeriye (fenol vb) yakıcı-büzücü maddeler verilmesi işlemidir.
Kıl dönmesi aslında sadece cilt ve cilt altı dokusunu ilgilendiren, iç organlarla hiçbir ilgisi olmayan, vücudun bütününü etkileme ihtimali olmayan sınırlı basit bir hastalıktır.
Eğer bir hastada kıl dönmesi, ağrı-şişlik-kızarıklık şeklinde apseli başlangıçla ortaya çıkmışsa acil ameliyat gerekir. İltihaplı alanın üzerinden yapılan kesiyle apse boşaltılır. Bu genellikle bölgesel uyuşturma (lokal anestezi) altında yapılır. Yara açık bırakılır, dikilmez. Günaşırı pansumanlarla bir hafta içinde yara kapanır.
Ameliyat kararı verilen tüm hastalar anestezi uzmanı tarafından muayene edilmelidir. Son beş gün içinde aspirin ve benzeri kan sulandırıcı ilaçlar alınmamış olmalıdır.
Sitede yer alan metinler tıbbi tanı veya tedavi kılavuzu niteliği taşımaz. Bilgilendirme metinlerine dayanılarak yapılacak uygulamalardan site sorumlu tutulamaz.
Copyright Muted Özel Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti.
Sarvon® Web Tasarım